Notaların İsimlerinin Hikayesi

notaların isimlerinin hikayesi

Bu yazımızın konusu notaların isimlerinin hikayesi olacak. Notalama sisteminin keşfedilerek müziğe dahil edilmesinin müziğin gelişimine etkisi çok büyük olmuştur. Notalama sayesinde belirli bir sistem oturtulmuş ve bir eseri ezberlemenin gereksinimi ortadan kalkmıştır. Üretilen eserler daha uzun tutulmaya başlanmış, yok olmaya yüz tutmuş melodiler notalara dökülüp günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Müzik, matematik ile doğrudan ilişkili bir sanat dalıdır. Duyduğumuz tüm sesler arasında matematiksel bir ilişki vardır. Müziğin içindeki matematiksel sistemin ilk temellerini  atan ve bunu yazıya döken kişi Pisagor’dur. Şaşırtıcı değil mi?

Bir rivayete göre günün birinde bir demirci dükkanının önünden geçen Pisagor, demirci ustasının demire farklı aletlerle vururken oluşturduğu seslerin arasındaki çeşitlilik ilgisini çekmiş ve dükkanı kapattırıp demirci ustasının çeşitli aletlerden çıkarttığı farklı sesler üzerine inceleme yapmış ve notlar almıştır.

Sesleri isimlendirme atılımını gerçekleştiren ilk kişi ise Romalı filozof Boethius’dur.  Notaların harf karşılıkları olan A,B,C,D,E,F,G tanımları bize Boethius’tan miras kalmıştır.

Boethius’un bu atılımından yaklaşık 500 sene sonra(11. yüzyılda) şu an günümüzde kullandığımız notaları isimlendiren, bir müzik teorisyeni ve aynı zamanda din adamı olan Guido d’Arezzo olmuştur. Manastırda müzik dersleri veren Guida d’Arezzo verdiği derslerdeki pratik öğrenimi arttırmak için Saint Johannes (Aziz Yuhanna) ilahisinin ilk hecelerini baz alarak notaların isimlendirmesini gerçekleştirmiştir.(1030)

Notaların isimlendirmesinde kullanılan ilahinin sözleri ve türkçe karşılıkları şu şekildedir;

Ut queant laxis: “just as your servant” Sadece senin hizmetçilerin

Resonare fibris: “may sing freely” Özgürce ilahi söyleyebilir

Mira gestorum: “of the miracles”

Famuli tuorum: “of your Works” İşlerinin mucizeleri hakkında…

Solve poluti: “release the stains (of sin)” Günahlarının lekelerini sil

Labii reatum: “from their lips” Onların dudaklarından

Sancte iohannes: “Saint John” Aziz John

Sesli harfle başladığı için söylenirken akıcılığı engelleyen ‘Ut’ ismi,  12. Yüzyıldan sonra ‘Do ‘ olarak değiştirilmiştir.

13. Yüzyıla kadar B olarak isimlendirilen ‘Si’ notası ise sonrasında  ‘Sancte iohannes’ kelimelerinin baş harflerinin birleştirilmesiyle günümüzdeki kullanılan ismini almıştır.

Notaların isimlerinin hikayesi ile ilgili yazımızın sonuna geldik. Diğer blog yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca eğitimlerimiz ve etkinliklerimizi daha yakından takip etmek isterseniz Instagram adresimize de buradan ulaşabilirsiniz.

Sanatla kalın!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir